Varoluş Amacımız
İnsan var olduğu günden beri varlığına bir anlam yükleme çabasındadır. Kimi dinler, kitaplar ve peygamberler insanın bu sorularına cevap olmaya çalışmıştır. İnsan yapısı gereği kendini yeterli görmediği, anlam veremediği, çare bulamadığı konularda hep kendinden daha engin bir varlık aramış ve ona sığınmaya çalışmıştır bu varlığa da Tanrı demiştir.
Dinlere Göre Amacımız
Bütün ilahi dinlere göre insanın var olma amacı yalnızca Tanrısına ibadet etmek içindir. Dininin gereği neyse ona göre yaşamalı ve gereklerini yerine getirmelidir. İnsanın yaşamasının ve yaratılmasının tek sebebi tanrısına kulluk etmesi onun iradesine boyun eğmesidir. Kişinin dünya hayatındaki yaşayışına göre öldükten sonraki ödülü cennet, cezası ise cehennemdir. Dünya nimetleri gelip geçici, hakikat ise ahirettedir.
Asıl Olan Nedir?
Her birimiz doğanın kanunlarından ilham almalıyız. Yaratıcımız evrenin ötesinde değil aksine içimizdedir. Her varlık bir bütünün parçasıdır. Doğa ve varlıkların hepsi bir devinim içindedir ve tanrı bunlardan ayrı düşünülemez. İnsan eksik ve gelişmeye muktedir bir varlıktır. Varoluş amacımız kendimizi aşmamız, gelişmemiz ve tamamlanmamızdır. İyiye varmaktır. İyi ise sadece bizdedir, korkuyla ve acıyla ulaşılabilecek bir cennet yoktur. Tanrı bizleri sadece ona itaat etmemiz için yaratacak kadar aciz bir varlık değildir. Tanrı her şeydir sen, ben, böcek, ağaç, taş ve niceleridir. Hiçbir hayvanın kanı dökülmemeli, hiçbir insanın gözyaşına sebep olmamalı, bilgelik için yaşamalıyız. Yaşamın anlamı yalnızca bizde, içimizdedir. Birilerinin yaptığı gibi yapmak bizi bizden uzaklaştırmaktan başka bir şey değildir ve dolayısıyla hakikat orada değildir. Yazdığı için doğru kabul etmek sorgulamaktan kaçmak ve bilmeye sırt dönmektir ve hakikat orada da değildir. Korktuğunuz için yaptığınız hiçbir şey sizin içinizde değildir.