İçinde yaşamakta olduğumuz dünyada medeniyetler ile oluşan toplumların haricinde, yeni bir topluluk oluşmaya başladı. Üstelik bu hem sanal, hem de bütün dünyayı içerisinde barındırıyor. Adına da ülkemizde sosyal medya demekteyiz. Bundan çok kısa bir süre öncesine kadar interneti bile evlerimizde doğru düzgün kullanamazken şimdilerde avucumuzun içerisine yerleşti. Zaman içerisinde bu kadar yakın oldukları internet sayesinde insanlar tanışmak amacıyla veya kendilerini göstermek amacıyla sosyal medya dediğimiz platformların içerisinde buldular kendilerini. İlk başlarda kendi arkadaşlarıyla birbirlerine fotoğraf ve söz paylaşılan bir mecra olan bu yeni dünya, günler geçtikçe popülariteyi artırmak amacıyla takipçi kazanmaya doğru evirildi. İnsanın kendini beğenmesi ve bunu başkalarına gösterme isteği doğasında bulunduğu için, sanki yabancılık çekmediği bir platformda eylenir hale geldi. Başlarda hiçbir çıkar olmadan sadece eğlence amaçlı kullanılan bu mecra, daha sonraları her zaman olduğu gibi paranın devreye girmesiyle olayı başka bir boyuta taşıdı.

Sosyal medyada paranın rolü

Platform artık sanal bir dükkan olarak kullanılmaya ve insanlarda bu dükkanlardan alışveriş yapma başlayınca, sanal dükkan sahipleri daha çok bilinmek istediler. Takipçisini sadece eğlenmek ve popüler olmak için yükselten bu kişileri, televizyonda olduğu gibi reklam yüzü olarak kullanmaya başladılar. Önceleri sadece platformlarda kurulan sanal dükkanlardan reklam alabilen bu kişiler, şimdilerde önemli firmalardan reklam alabilecek konuma geldiler. Televizyon kadar etkili olmaya başladılar. Şans eseri çıktığı yolda para kazanmaya başlayınca adı artık sosyal medya fenomeni olan bu kişiler, tabi ki ünlerini giderek artırdılar. Sosyal medya fenomenlerini gören, sanal ortamlarda takılan genci yaşlısı kim varsa bu sosyal medya fenomenlerine özenmeye başladılar. Neden? Çünkü artık işin içerisinde para vardı. Bir video çekiyorsun veya bir fotoğraf atıyorsun, parayı kazanıyorsun. İşte insanları bu celp etmiş olacak ki herkes bir fenomen olma derdinde şu sıralar. Ama olabilmek için bütün benliğinden ve karakterinden ödün vermek zorunda kalıyor. İşte en kötü durum da bu, insanlar seni eğer doğal halinle sevmiyorsa sen insanları kandırıyorsun demek değil midir bu. Evet, insanları kandırmaktır. Gerçek yaşantını ortaya koysan seni kimsenin takip etmeyeceğini biliyorsun ve bu yüzden marjinal olmaya çalışıyorsun. Çalışınca da çok komik duruyorsun. Kendinle alay ediyorsun. Hayatta paradan değerli şeylerde yok mudur? Bunu bir durup düşünmek lazım.

Paranın değiştirdiği sosyal medya ve insanlar

Herkes bu yoldan geçince zengin olacağını sanıyor. Ama işin iç yüzünü bilmiyor. Her iş sektöründe olduğu gibi, tabi sosyal medyayı bir iş olarak düşünürsek, bu işte de bir tane pasta var. Bu pasta her geçen gün artan fenomenler ile birlikte daha çok dilimlere ayrılıyor. Bunu gören sosyal medya fenomenleri pastayı daha fazla bölüşmemek için kendi ajanslarını kurdular. İşler önce bu ajanslara geliyor ve oradan fenomenlere dağılıyor. İstenmeyen kişi de bu ajanslarda barınamıyor. Dışarıda kaldığın takdirde o büyük firmalardan asla reklam alamıyorsun ne yazık ki. Hal böyle olunca dışardan çok para var diye görünen bu meşakkatli yolda sarf ettiğin çabaya ve zamana değmiyor. Şunu bilmeliyiz ki artık şekli bile belli olmayan bu yolda harcadığın zamanı yeni bir şey üretmeye harcamalıyız. Biz o dünyanın içerisinde değil, o dünyayı yönetenlerin içerisinde olmalıyız. Birileri para kazandım, saygınlık kazandım zannederken, o platformu kuranlar oradaki insanlar sayesinde hiç bir şey yapmadan para ve saygınlık kazanıyorlar. Herkesin iyi bildiği bir laf vardır; “ Kumarı oynayan değil, oynatan kazanır”. İşte bu doğrultuda artık yeni bir fikir bulmalı ve üretmeliyiz. Üretmek, üretmek, üretmek… Altını defalarca çizmemiz gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir