a. Çin’de Bilim
Çin uygarlığı bilimle içli dışlı olmasa da insanlığa birçok yenilik sunmuştur . Abaküsü, çarpım cetvelini , pusulayı , barutu , mürekkebi , matbaayı bulan Çinliler daha çok matematik, tıp ve astroloji ile ilgilenmişlerdir . Matematikte özellikle artimetik ve cebir alanında gelişme gösterip geometrik problemleri de çözmeye çalışmışlardır . Astrolojiye gelecek olursak ; Çin astronomisi o döneme göre oldukça gelişmiştir . Çinliler Güneş yahut Ay takvimlerini kullanmak yerine, yıldızları baz alarak kendi takvimlerini kullanmışlardır . Yıldızlar hakkında detaylı bilgilere sahiptirler . Çin uygarlığı tıp alanında da günümüzde de kullanılan masaj ve akupuntur yöntemlerini bulmuştur .
b.Hint’te Bilim
Hintliler de Çinliler gibi on tabanlı sayı sistemini kullanmışlardır . Bu sisteme en büyük katkıları sıfırı bulmalarıdır . Matematiğe diğer katkıları sinüs , kosinüs fonksiyonlarını kullanmaları ve birinci ve ikinci denklemlerin çözümüyle uğraşmalarıdır . Hintliler matematik becerileriyle astronomiyi birleştirerek Ay ve Güneş tutulmaları , Yer – Güneş – Ay’ın aralarındaki mesafeleri, gezegenlerin hareketleri ile ilgili trigonometrik hesaplamalar yapmışlardır ve Hintli Aryabhata ilk defa Yer’in kendi etrafında döndüğünü vurgulamıştır . Pisagor Teoremi’nin ilk örneklerine de Hindistan’da rastlanmaktadır . Hint tıbbı , evren ve felsefe anlayışlarına göre şekillenmiştir . Hintlilere göre varlıklar su , hava , ateş , toprak ve eterden oluşmuşlardır . Ayrıca canlı varlıklar da evrenin küçük halidir . Daha sonraları Yoga Okulu ile de çeşitli tedaviler bulan Hintliler , beden ve zihin eş zamanlı çalıştıkça sağlıklarına kavuşabildiklerinden söz etmişlerdir . Hintliler de bilimin gelişimi adına büyük çaba sarf etmişlerdir .
c. Orta Asya’da Bilim
Orta Asya Türkleri ilk defa bronzu , alaşım olarak kullanmış , atları evcilleştirmiş , kendi arabalarını icat etmişlerdir . Türklerin evren varsayımları şöyledir : Evren , kubbe şeklindedir ve bu kubbe de altın veya demir bir kazık sayesinde Kutup Yıldızı çevresinde dönüyordu . Kutup Yıldızı’nın tam altında , ‘‘hakan’’ adını verdikleri yöneticileri yer alıyordu . Gökyüzünün Kutup Yıldızı etrafında döndüğü gibi , yeryüzündeki işler de hükümdar hakanın etrafında dönüyordu . Orhun Kitabeleri burada Göktürk Devleti zamanında yazılmıştır . Bu Göktürk Yazıtları bilinen ilk Türk yazılı anıtıdır . Göktürk döneminde Türkler on iki hayvanlı Türk takvimini kullanıyorlardı . Her bir seneye domuz , tavuk , sıçan , kaplan gibi hayvan adları vermişlerdi . On iki hayvan adını taşıyan on iki yıldan sonra tekrar bu hayvan isimleri başa sarıyordu . Bir gün on iki eşit parçaya ayrılmıştı ve her bir parçaya ‘‘çağ’’ deniyordu . Bu çığlar da yıllardaki hayvanların adıyla anılıyordu . Güne gece yarısı , yıla ise ilkbaharda başlıyorlardı .
Orta Asya Türk devletlerinden olan Uygurlar ise yeni bir alfabe düzenlemişlerdi . Tahtadan oyulmuş harfleri ve kilişeleri kullanarak eserler basmışlardı . Bir nevi matbaanın temellerini atmışlardı .