Dünyamız insanlığa sunduğu fırsatların değerlendirilmesi neticesinde büyümeye ve gelişmeye son derece büyük bir hızla devam ediyor. Her alanda yapılan yeniliklere, gelişmelere öncülük eden bir şey var ki o da teknolojidir. Sağlıktan bilime, tarihten fiziğe kadar her alanda insanlık aslında tek bildiklerinin hiçbir şey bilmedikleri olduğunun farkına gün geçtikçe daha da varıyor.
Teknolojiden neyden kaynaklandı, nereye gidiyor?
İnsanlar aslına bakarsanız doğası gereği tembel varlıklardır. En azından ben çalışma aşkı ile yanıp tutuşan pek insan görmedim. Dünyada şimdiye kadar icat edilmiş olan bütün yeniliklere şöyle bir baktığınız zaman tek bir amaç olduğunu fark edeceksiniz; işleri daha da kolaylaştırmak. Mesela araba neden var? Uzun mesafeleri daha kısa sürede daha konforlu bir şekilde kat etmek için. Peki ya uçak? O da arabadan daha hızlı bir şekilde mesafeleri kat etmek için üretildi. Gördüğünüz gibi insan sürekli fazlasını istiyor, ve yapacak gücü kendinde görüyor yapıyor. Bu bahsettiklerim aslında fiziksel güç tembelliği ile alakalı bir durum. Fakat bir de telefon, bilgisayar gibi insanların düşünme gücünden tasarruf etmesine sebep olan üretimler var. Her durumda bir kolaylık arayışında olan bizler, az düşünüp az yorulup istediğimizi elde etme isteğiyle teknolojiyi geliştirmeye devam ettik. Bu da, her ne kadar farkında olmasak da, eskisi kadar fazla düşünmemeye, beyni gereğinden daha az çalıştırmaya yol açtı. Hiç düşünür müsünüz ki onlarca sene önce bir bilgi edinmek için kütüphanede kitaplar karıştıran bir kişi ile, internete soruyu yazıp anında cevabını bulan bir kişinin gelişmişliği aynıdır? Tabiiki mümkün değil. Restoranlarda insan yerine servis yapan garson robotlar, fabrikada çalışan emekçilerin yerine köle robotlar, ve hatta istediğiniz zaman birlikte olabileceğiniz seks robotları dahi üretiliyor. Tehlikenin farkında mısınız bilmem, ancak şunu söylemek zorunda hissediyorum ki teknolojik gelişmeler bizleri birbirimizden uzaklaştırmakla, etkileşimi sıfıra indirmekle kalmıyor, beyinleri adeta bizim fark etmeyeceğimiz kadar düzgün bir süreçle yok ediyor.
Hızla gelişen bu sisteme karşı ne yapmalı?
Sonuç olarak, insanlar çalışması, düşünmesi gereken ve etkileşim kurarak yaşayabilen varlıklardır. Kullanılmazsa körelir, cümlesindeki derin anlamı hayata bir rehber olarak adayarak yaşamalı ve beynimizi kullanmalıyız. Düşünce gücünü sadece her şeyin ayağına hazır geldiği bir dünyayı hazırlamak için kullanan bir insanlık ne yazık ki ileride üzerine düşünebileceği hiçbir şeye sahip olmayacak. Teknoloji, ortasında tatlı olan bir fare kapanına benzer, tatlıya uzandığınız an yakalanırsınız. Tatlıyı yersiniz ancak bu aynı zamanda yavaş yavaş sizi öldüren bir kapanın içerisinde ölümü beklemeyi kabullendiğiniz anlamına da gelir. Düşünmekten, kullanmaktan ve etkileşim kurmaktan vazgeçmediğimiz güzel dünyalara…