Bir tasarım veya reklam ajansı kurma vizyonuna sahip, başarılı bir freelancer, art direktör veya pazarlama profesyoneli iseniz ( Elbette başka bir mesleğe de sahip olabilirsiniz.) sıkı durun.
Bir ajans açmak ve işletmek eğlenceli ve ödüllendirici olduğu gibi, aynı zamanda stresli ve dehşet verici de olabilir.
Bir ajans kurmak için birçok harika neden var: üstlendiğiniz müşteri ve projelerin türünü kontrol edebilir, ekibinizi seçebilir ve kartlarınızı doğru oynarsanız bir kişisel servete ulaşabilirsiniz.
Ancak, bir ajans işletmek, son derece zorlu olabilir, hatta bazen düpedüz sefil durumlara bile düşebilirsiniz.
Kendi ajansını kuranların çoğu genellikle daha önceden bir ajansta çalışmış oluyor. Bir ajansın nasıl çalıştığı, kimin ne yaptığı, müşterilere nasıl satış yaptığı, işin nasıl faturalandırıldığı vb. hakkında genel bir fikriniz varsa, bir ajans kurmak size cazip gelebilir.
Çünkü zaten bildiğiniz şeyler değil mi? Eğer hazır müşteri/müşterileriniz varsa şimdi tam zamanı! Hazır müşteriniz yoksa iyi bir çevreniz varsa bu da iş yapacaktır.
Başarıyı sağlayacak sihirli bir çözüm bulunmasa da, ajansınızı oluşturmaya başlarken aklınızda bulundurmanız gereken 10 şey var.
1.Kurucu Ortak Bulun
Kurucu ortak bulma önerisine katılmayacak insanlar var. Nedenleriyese: “Harika bir ajans işletiyorum ve bir iş ortağım yok, artı karın %100’ü bende!” olabilir. Ancak çoğu insan için, bir iş ortağına sahip olmak, tek kurucu olduğunuzda gelebilecek yalnızlığı, stresi ve izolasyonu azaltır.
“Tek kurucu olarak kimseyle paylaşamayacağım bir ağırlık taşıyormuşum gibi hissettim” Groove CEO’su ve Kurucusu Alex Turnbull
En ünlü reklam ajanslarından bazılarında bir şey fark ettiniz mi?
Ogilvy & Mather (O&M)
Saatchi & Saatchi
Wieden + Kennedy
Goodby Silverstein & Ortakları
Teehan + Lax
Yukarıdakilerin hepsi, onları kuran ortakların isimlerinden oluşuyor.
Bir iş yürütmek, özellikle başlangıçta zordur ve bunu tek başına yapmak iki kat daha zordur. İyi bir ortak bulmak zor olabilir, ancak artıları eksilerine ağır basacaktır.
Anahtar hamle ise; tanıdığınız ve güvendiğiniz, tercihen kendinize tamamlayıcı bir beceri kümesine sahip bir ortak bulmaktır.
Eğer geçmişiniz tasarım ve yazılım geliştirme ise, potansiyel ortağınız satış ve hesap yönetimi deneyimi olan biri olabilir.
Her ikisi de satış, müşteri yönetimi veya operasyon konusunda deneyimli olmayan, iki kurucunun yaratıcı direktör olduğu ortaklığın pek bir anlamı yoktur. Bol bol çatışma olacaktır.
Vay efendim şunun rengi neden böyle oldu, böyle fotoğrafçı mı olur, geçen seferde konsepti sen yaptın bak başımıza ne haller geldi vb…
Hem bilgi hem de beceri olarak ortak değerlere sahip olabilirsiniz, bununla birlikte bir ajansa liderlik yapmak daha geniş bir yetenek yelpazesine ihtiyaç duyar. Ortakların rolleri ve görev tanımları net olmalıdır.
2.Bir Yer Tutun
Uzaktan çalışmak özellikle günümüzde çok popüler; evden çalışmayı tercih eden birçok insanın ve maliyet tasarrufunu seven ajans sahiplerini eminim duymuşsunuzdur. Tek kişilik veya 2-3 kişilik bir ajansla günü geçirmek istiyorsanız bu doğru bir karar olabilir.
Ancak bir ajans için uzaktan çalışmak işe yarar mı?
Başlarken, para kazanmak için bir sürü kiralama ve dayama döşeme masrafından vazgeçmek caziptir. Ancak, listenizde hedeflediğiniz büyük ödeme yapan müşteriler tarafından ciddiye alınmak için meşru bir firma olduğunuzu onlara göstermeniz gerekir.
İster beğenin ister beğenmeyin, potansiyel bir müşteriyi stüdyonuza davet etmek onları etkiler. Sizi sadece ajansınızın yeteneklerine göre işe alsalar da, şık ve iyi tasarlanmış bir çalışma alanı, köklü ve başarılı bir firma olarak akıllarında öne çıkmanıza yardımcı olabilir.
İyi çalışmak için, ajans ekiplerinin her gün birlikte beyin fırtınası yapma fırsatlarıyla yakın iletişim içinde olmaları gerekir. E-posta, Zoom, Teams, Skype, Slack ve diğer işbirliği araçları küçük şeyler hakkında iletişim halinde olmak için harika olsa da, beyin fırtınası ve yaratıcı toplantılar için hantal ve kullanışsızdır.
Marka kimliği, video animasyon veya sosyal medya stratejisi üzerinde çalışıyor olun, insanlar rahat bir şekilde bir araya geldiğinde yaratıcılık gelişir. Bu bağ, ajans kültürünü yaratan şeydir ve sonuç olarak işiniz gelişir. İnsanlar düzenli olarak evden çalıştıklarında, yalnız çalıştıkları ve işbirliği yapmadıkları için ajans kültürünüz ve bağlarınız gelişmez. Beraber hikayelerinizin, fotoğraflarınızın olması gerekir.
Ajans kültürünüz, bir kere oturduktan sonra değiştirmeniz zordur. Geçmişte evden çalışmalarına izin verdiyseniz, insanlara her sabah saat 9:00’a kadar bir ofise gelmeleri gerektiğini söylemek zor, bu yüzden kültürünüzü inşa etmeye başlamak için iyi bir çalışma alanına yatırım yapmanızda fayda var.
3.Eşsiz Olduğunuz Hizmeti Belirleyin
Pek çok kişi bir ajansta başlayıp sonra da, o ajansı bırakıp bir başka işe geçebilir. Ancak bir “ajans” açmak, bir “mağaza” açtıklarını söyleyen bir perakendeci gibidir.
Hiç kimse sadece bir ‘mağaza’ açmaz aslına. Bu kapsamlı bir süreçtir.
Bir perakendeci, bir uzmanlık alanı seçer – ayakkabılar, kitaplar, makyaj, kıyafetler, oyuncaklar – ve sonra kendilerini bir niş içinde konumlandırır. Yani kadın ayakkabıları, çocuk kitapları, erkek kıyafetleri, eğitici oyuncaklar.
Walmart gibi genel perakendeciler bile bir nişe sahiptir – bir hane halkının ihtiyaç duyduğu “her şeyi” satabilirler, ancak bunu algılanan en düşük fiyata yaparlar. Kendilerini sıradan, ortalama bir insan için en uygun seçenek olarak konumlandırırlar. Böylece müşteriler neden bu mağazaya gelmeleri gerektiğini, ne satın almak istediklerini veya satın almak istedikleri şeyin hangi fiyat aralığında olduğunu bilirler.
Tekrar edelim: Böylece müşteriler neden bu mağazaya gelmeleri gerektiğini, ne satın almak istediklerini veya satın almak istedikleri şeyin hangi fiyat aralığında olduğunu bilirler.
Daha fazla ajans sahibinin perakendeciler gibi düşünmesi gerekiyor. Yine de sayısız tam hizmet ajansı var. “Abim/aplam her şeyi yaparız” diyorlar.
Bana birisi açıklasın lütfen bu tam hizmet ajansı nedir?
Bu yüzden Ajansara’da böyle bir kategorizasyon yapmadık.
Çünkü böyle bir şey olamaz.
Birisi size gelip “Her şeyi yapıyoruz!” diyorsa ve siz bu ajansla iş yapacaksınız emin olun paranızı çöpe atacaksınız demektir.
Konumlandırma, bir ajansı başlatırken ilk adımınızdır. Bir isim seçmeden, ofisi kiralamadan, kişileri işe almadan veya müşteri aramadan önce konumunuzu tanımlamanız gerekir:
Biz buyuz.
Bu bizim yaptığımız şey.
Bu bizim yapış şeklimizdir.
Büyümek isteyen küçük bir ajans olduğunuzda, kendinizi konumlandırmak için büyük ajanslardan ilham almak cazip gelebilir.
Ancak pek çok ¨büyük¨ ajans web sitesini ziyaret ederseniz, çoğunun korkunç olduğunu göreceksiniz. Sizin böyle bir lüksünüz olmadığını unutmayın.
Kazandıkları ödüller, ne kadar harika oldukları ve takımlarının ne kadar havalı ve ilginç olduğu hakkında konuşuyorlar.
Her şey onlar hakkında. “Ben ben ben.”
Bir tanesinde ¨ Reklamverenimiz ile şöyle bir proje ortaya çıkardık¨ tarzında bir şey var mı? Bu bir takım işi değil mi? Müşteri / reklamveren nerede?
Dijital ajansını 100’den fazla çalışana kadar büyüten, sonrasında satıp güzel bir kar elde eden Jason Swenk “Hikaye anlatıcısı olmamız gerekiyorsa, doğru hikayeyi anlatmamız gerekir.” diyor. “Kendinizi yıldız olarak konumlandırmaya başlarsanız, o zaman müşteriyi sıkıntıdaki yardımcıya veya küçük hanıma konumlandırmış olursunuz. Batman hikayesinde kimse Robin olmak istemiyor.”
Örneğin bunu fark eden Kapital Medya reklamverenlere de ¨En yaratıcı reklamveren¨ diye ödüller veriyor.
Reklamverensiz, ajans olmaz.
Müşterilerinizi/Reklamvereni unutmayın.
Swenk’e göre anahtar, kendinizi müşterilerinizin başarıya yönlendirecek Batman’ın güvenilir danışmanı Alfred olarak konumlandırmak.
Konumlandırma kritiktir ve bir ajans olarak konumunuz asla müşterinizin önünde olmamalıdır.Ajans olmanın adab-ı muaşereti bunu gerektirir.
Genelleme yapmak yok. Şirketinizin çözmede (ve ayrıca yapmaktan hoşlandığınız bir problemde) gerçekten iyi olduğu problemlere odaklanın ve o konuda uzman olun. Bir azar ihtiyacını belirleyerek o konuda da uzmanlaşmayı seçebilirsiniz. Örneğin sadece çekici, efektli sosyal medya videocuklaru yapan ajanslar çıktı son zamanlarda.
Rekabetinizin çoğu ajansın bahsetmediği ve yapabileceğiniz yenilikçi bir şey var mı?
Yapıyor olabilirler, ancak bunun hakkında konuşmazlarsa veya kendilerini yapmaya teşvik etmezlerse, rekabet avantajına sahipsiniz demektir.
Ajanslar genellikle benzersiz bir konum veya niş tanımlama konusunda ihtiyatlıdır, çünkü olası satışları kaybetmekten korkarlar.
Ancak ideal müşterileriniz olmayan kişileri filtrelemeniz ve olan potansiyel müşterileri çekmeniz gerekir.
Kim olduğunuzu ve ne yaptığınızı tanımlamazsanız, sonuçta iyi olmayan müşteriler elde edersiniz.
Uygun olmayan müşteriler mutsuz müşteriler olurlar.
İyi bir uyum olmadığı için, onları memnun edemezsiniz, onlar için en iyi sonuçları veremezsiniz, sorunlarını çözemezsiniz ve muhtemelen size çok para kazandırmazlar.
Sizi tavsiye etmezler.
Bu arada, mutsuz oldukları için, sizin hakkınızda herkese açık şekilde şikayet ediyor ve itibarınıza zarar veriyor olabilirler.
Bu, kaçınılmaz olarak hizmetlerinize değer vermeyen veya hatta ihtiyaç duyan müşterileri kaybedeceğiniz anlamına gelebilir.
Ama sorun değil, çünkü yolun başındayken tüm zamanınızı ajansınıza para harcamak isteyen, sorunlarını çözebileceğiniz insanları mutlu edecek şekilde uzmanlaşabilirsiniz.
Bu nedenlerle, ajansınızın ne yaptığını, kimin için yaptığınızı tanımlamak ve ona bağlı kalmak çok önemlidir.
5.Markalaşın
Markanız, işletmenizin en önemli varlıklarından biridir.
Ürününüz veya hizmetiniz ne kadar harika olursa olsun, markanız zayıf veya yanlış yönlendirilmişse, kendinizi pazarda farklılaştırmak ve hedef kitlenizle bağlantı kurmakta zorlanacaksınız.
Marka, satın alma kararları konusunda -farkında olmasalar bile- çoğu insan için belirleyici faktördür. Markanız, her şey eşit göründüğünde iyiye veya kötüye evrilecek bir kırılma noktası olabilir.
Doğru marka, iş dünyasının roller coaster’ında hayatta kalmanıza yardımcı olabilir. Sadakat sağlar, hayranlar oluşturur ve şampiyonlarla iletişim kurmazını sağlar. Doğru marka stratejisi müşterilerinizi marka elçilerine dönüştürebilir. Kimsenin kazanmadığı o fiyat kırma savaşlarını kazanmanıza yardımcı olabilir.
Markanız pazarlama stratejiniz, halkla ilişkiler, ürün / hizmet geliştirme, müşteri desteği, iletişim, işe alma ve çalışan performansınız hakkında karar vermek için bir yol haritası sağlayabilir.
Ajans isminiz dillerden dile dolaşan bir isim olmayabilir(şimdilik), ancak sizinle etkileşime giren herkese yardımcı olacak bir değer ve uzmanlık izlenimi yaratmanız gerekir.
Markanız ¨1 milyoncu¨ya benziyorsa premium ücret talep edemezsiniz.
Facebook reklamları vermek veya Instagram’a hikaye göndermek yeterli değildir; markanız tasarımınızla, mesajlaşmanızla, bir izlenim bırakan ve müşterileri dönüştüren şeydir.
Yüksek kalitede görünüyor ve güçlü bir pozisyona sahipseniz, bu, markanızı premium bir hizmet verecek bir yere konumlandıracaktır. O zaman premium fiyatlar talep edebilirsiniz.
Markanızı işinizin başından itibaren geliştirmeye başlamanız ve sürekli olarak izlemeniz, geliştirmeniz gerekir.
6.Önce Bu Üç Rolü İşe Alın
Bir ajansa başlarken, ilk üç işe alımınızın oldukça hızlı bir şekilde gelmesi gerekir. Her işe alım sizi serbest bırakmalı, böylece iş yapmak yerine dışarı çıkıp hizmetlerinizi satabilirsiniz.
Ajansınızı büyütmek ve ekibinizi genişletmek için daha fazla müşteriyle anlaşma yapmalısınız.
Bu senaryoya örnek olarak bakalım:
Otomotiv endüstrisine odaklanan bir dijital ajans kuruyorsunuz ve bu şirket iki kurucudan oluşuyor; biriniz tasarım / geliştirme, diğeri pazarlama profesyoneli. ( Pazarlamacı değil, pazarlama profesyoneli veya uzmanı. Ajansara’da pazarlamacı kelimesini kullanmıyoruz).
Kurucu ortaklar olarak bir web sitesi tasarlamak veya bir pazarlama kampanyası yönetmek için harcadığınız her saat, potansiyel müşterilere satış toplantısı yapabileceğiniz ve bu toplantıyı bir anlaşma olarak kapatabileceğiniz bir saattir.
Bu nedenle, ilk işe aldığınız çalışan, en çok zamanınızı harcayan şeyi üstünüzden atmak için var olmalıdır.
Kurucu oalrak tasarım işi ile çırpınıyorsanız, kurucunun sürekli olarak akıl hocalığı ve denetlemesi gereken bir junior veya stajyer değil, dizginleri alabilecek deneyimli bir tasarım profesyoneli işe alın.
Diğer türlü başınıza iş almış olacak, paranızı ve zamanınızı çöpe atmış olacaksınız.
Her işe alımınız, müşterilerle görüşmenizi, müşteri projelerini üstlenmenizi ve bunları son derece iyi yürütmeniz için size zaman kazandırmalı.
Kalitenin ajans vizyonunuzla uyumlu olduğundan ve müşterilerin mutlu olduğundan emin olmak için başlangıçta işi denetlemeniz gerekir. İşlerin karlı olduğundan emin olmanız gerekir, ancak her ayrıntıyı mikro bir şekilde yönetmeye çok fazla kapılmayın.
Müşteri işlerini yönetmek ve yürütmek için müşteri temsilcinizi, tasarımları yönetmek için art direktörünüzü, yazılım uzmanınızı ve pazarlama faaliyetlerini yönetmek için pazarlama uzmanınızı işe aldıktan sonra, hesapları yönetmek ve ajansınıza yeni müşteriler getirmek için özgür olacaksınız.
İlk çekirdek kadronuzu kuruncaya kadar ve kadronuzu kurduktan sonraki aşamada ana işiniz ajansınıza daha fazla müşteri kazandırmak olmalıdır.
Sonunda, bir ekibin çalışmaya odaklanması ve sonuçlar alması için bir proje yöneticisine ihtiyacınız olacak.
Proje yöneticisinin bir diğer görevi de projelerin karlılığını arttırmak da olmalıdır. Daha sonra, projeler ve müşterilerinizin sayısı büyüdükçe ilişkileri yönetmek için hesap yöneticileri işe almak isteyeceksiniz.
7.Ucuz Çalışan, Proje bazlı ve “Uzun Dönem” Stajyer’den Kaçının
Ajansınızı açmadan önce freelance çalıştıysanız, muhtemelen kapınızdan gelen her projenin her yönünü kontrol etmeye alışıksınız ve bu kırılması zor bir alışkanlık olabilir.
Artık bir ajansa sahip olduğunuza göre, müşterileri kendiniz yönetmeye devam etmek ve operasyonel, otonom işlerle ilgilenmek için bir junior işe almak isteyebilirsiniz.
Bu kararı vermeden önce, inşa etmek istediğiniz ajansın türü hakkında büyük resmi bir düşünün.
Çalışanlarınızın öncülük etmesine güvenemediğiniz için, her projeye bağlı olduğunuz ve her toplantıya katılma gereği hissettiğiniz bir ajans mı istiyorsunuz?
Bu sadece ajansınıza kötü bir ün kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda inanılmaz derecede verimsizdir.
Bu durum ajans sahibi veya kurucu ortak olarak yapabileceğiniz en önemli şey olan sizi dışarı çıkıp anlaşma yapmaktan alıkoyacak.
Öte yandan, belki de yapım işlerini proje başına gerçekleştirecek freelancerlarla sağlamayı düşünüyorsunuz, bu nedenle birine düzenli bir maaş ödemeyi taahhüt etmek zorunda değilsiniz.
Bu korkunç bir uzun vadeli stratejidir.
Freelancerlar kar marjlarınızı tüketir.
Daha da önemlisi, özellikle yeni ve kırılgan bir ajanssanız, freelancerlarla harika bir takım kültürü oluşturamazsınız.
Onlar bugün vardırlar yarın yokturlar.
Onları hep kontrol etmeniz gerekir.
Bir iş aldıktan sonra başka bir iş daha alıp, revize yapılması gerektiğinde aklınızı ve müşteri gözündeki itibarınızı kaybetmenize neden olabilirler.
Sizinle birlikte büyüyecek, size elinden gelen en iyi işleri verecek ve ajansınız için büyük bir itibar kazanmaya yardımcı olacak tam zamanlı, deneyimli profesyonellerden oluşan bir ekibe ihtiyacınız var.
Ajansınız için bir freelance çalışan kiralamanız gereken yalnızca iki durum vardır:
1.İş bir kerelik, geçici iş türü ise
Bir müşterinin tanıtım videosuna ihtiyacı varsa ve bunu temel bir hizmet olarak sunmayı düşünmüyorsanız, videoyu yürütmek için projede sizinle ortak olması için bir freelance çalışan kameraman kiralamak sorun olmaz.
2.Geçici olarak kaynak sıkıntısı çekiyorsanız
Belki bir şekilde tüm müşterileriniz aynı ay içinde son teslim tarihlerine ulaştı (durum böyle ise daha iyi bir planlamaya ihtiyacınız var, ancak bazen ekstra revize ve istekler çıkabilir…) ve ekibinizin o zaman diliminde taahhüt ettiğiniz her şeyi insanca tamamlayabilmesi mümkün değil.
Son teslim tarihlerini yakalama şansınız yoksa, ekibinizi yakmamak için kopyalama veya tasarım çalışmalarında yardımcı olması için freelancerlar kiralayabilirsiniz.
7.Sistem ve Süreç Akışı Oluşturun
Sistemler ve süreçler liderlik sağlar, beklentileri belirler ve her eylemi mikro yönetmeye gerek kalmadan yaptığınız işin tutarlılığı sağlar. Başarılı olmak için takımınızı güçlendirmeniz gerekiyor. Ajansınızı başarılı bir şekilde genişletmek için uygun süreç ve tanımlı sistemler gereklidir.
Sistemler ve süreçler tarif gibidir. Bir fast food zinciri oluşturuyorsanız, işleri istedikleri gibi pişirmek isteyen aşçılara bırakamazsınız.
Takip etmek için elbette sıkı bir tarif var, bu yüzden müşteri her seferinde beklediklerini alır.
Sonuçta, müşteri beklentilerini yönetmek her başarılı ajansın merkezinde yer alır.
Her ajans işleri biraz farklı yapacak olsa da, tanımlamanız gereken bazı standart süreçler vardır, böylece herkes ne zaman, kimin ne yaptığını ve sonucun ne olması gerektiğini bilir:
- Satış
- İnsan kaynakları
- Teklif
- Fiyatlandırma ve faturalandırma politikaları
- Satış Konuşması
- Yeni müşteri taleplerine cevap verme
- Gelişme süreci
- Yaratıcı briefler
- Sunumlar
- Takip süresi
- Müşterilerle olan anlaşmazlıklar
- İş teslimi
- Bir proje sırasında müşteri beklentilerini yönetme
- Yeni yetenekler çekmek ve mevcut ekibinizi korumak
- Yeni potansiyel müşteriler oluşturma
Bunların hepsinin ajans içi bir algoritmaya sahip olması gerekir.
8.Çalışanlarınızın Motorunu Yakmayın
Genel olarak, bir müşteriye son teslim tarihini sorduğunuzda, iki yanıttan birini alırsınız: dündü veya ASAP. Bazen ikisi de.
Bunu kabul etmek zorunda değilsiniz.
Eğer kabul ederseniz ajans çalışanlarınızı panik ortamıyla sistematik bir şekilde hunharca yıpratır, gece geç saatlere kadar çalışmasına neden olursanız, karşılığını ajansınızı kaybederek alırsınız.
Yavaş yavaş yok olursunuz.
En iyi çalışanlarınız size düşman olur, birer birer gider.
Önerilen yazı: İş yerinde motivasyonu artırmanın 5 basit yolu
Müşterilerin teslim tarihlerini dikte etmesine izin vermek, ekibinizin beynini yakacak, vücudunu çöpe dönüştürecek ve kimsenin gurur duymadığı veya memnun olmadığı revizelerle uğraşmalarına yol açacaktır.
9.Mikro Yönetim Yapmayın; Çalışanlarınızı Yıldıza Dönüştürün
Bazı ajans sahipleri yıldız olmak ve çalışanlarını ¨mikro mikro¨ yönetmek istiyor.
Sorulması gereken soru, “Bu gerçekten müşterilerimizin çıkarına mı yoksa egomun çıkarına mı?” Ajansınız bunu durdurmazsanız birçok düzeyde yara alacaktır.
Yapmalarını istediklerini yapsınlar. Onları gelişmeleri için güçlendirin. Müdahaleye devam ederseniz, kızgınlık doğurur ve sonuç olarak zayıf işler ortaya çıkar ve ajansınızdan ayrılma arzusu şiddetli olarak yükselir.
10.Pazarlama ve Satış Faaliyetlerini Öncelik Haline Getirin
Satış söz konusu olduğunda, aşağıdakilerden birini yapmak size cazip gelebilir:
Satışı bir iş ortağına / yönlendirene yani bir dış kaynağa yönlendirmek
Bunların hepsi ilerisini göremeyenlerin yaptığı hatalardır. Ajansınızın başarılı olmasını istiyorsanız, müşterilere kendiniz satarak işe başlamanız gerekir. İşte nedenleri:
Dışarıdaki bir ortak /komisyoncu/ yönlendiren yalnızca satış yapmak için birilerini masaya getirir ve ajansınızın gerçekte ne yaptığına dair bilgi ve tutkuya sahip değildir.
Muhtemelen ajansınızın ihtiyaç duyduğu uzun vadeli müşterileri getiremezler.
En başarılı ajanslar satış yapan insanların kan, ter ve gözyaşlarından oluşur.
Telefonu açarak ya da bir müşteriye satış yapmak için bir uçak bileti rezervasyonu yaparak bir şans alırlar ve konkuru gidip kazanırlar.
Bu şekilde risk aldıktan sonra büyük bir müşteriyle anlaştıktan sonra, ajansınıza daha fazla iş geliştirmek için ihtiyacınız olan nakit akışını ve nefes alanını sağlayabilirsiniz. ( İstanbul dışındaki ajanslar bu şekilde ilerlemek zorundadır. Bilet yoksa müşteri de yok.)
Evet, satış sizin yeni işiniz, bu yüzden buna alışsanız iyi olur.
Bir ajansa sahip olmak ya da herhangi bir iş kurmak kalbiniz için iyi değil. Ancak bir yatırım yapmak, bir ajansta çalıştığınızdan daha fazlasını kazanmak veya freelance’lıktan çıkıp büyük müşteriler için rekabet etmek istiyorsanız, bu noktaları aklınızda bulundurun.
Ne tür bir ajans kurmak istediğinizi planlamak, satışları odak noktası haline getirmek ve satış işinizi kolaylaştıracak bir ekibe ve kültüre yatırım yapmak için zaman ayırın.
Ortaklıklarınızda dikkatli olun.
İyi niyetiniz 1 kere istismar edilmişse 1 kez daha edilecektir.
11.Finansal Süreçler
Yerli ve yabancı kaynakta görebileceğiniz aynı kafada pek çok örnek bulabilirsiniz. Örneğin: Ajans açarken masa lazım, personelin sigortası şu kadar tutar, bakın burası çokomelli %35 stopaj ödeyeceksiniz, vergiler şu kadar gibi.
Finansal yapıya baktığınızda olay çarpma ve bölmeden çok daha farklı.
Siz yeni bir iş kuracaksınız. İŞ. Yani sizin bir iş planına ihtiyacınız olacak. Aşağıdaki soruların cevaplarını daha ajansınızı açmadan biliyor olmanız gerekiyor.
- Çıktılar ve başarı kriterleri
- İş zaman grafiği / İş paketleri
- Yöntemler
- Pazar analizi / Pazarlama Planı
- Üretim Yöntemleri
- İş Planında Finansman ve Bütçe Analizleri
- Başlangıç yatırım sermayesi ihtiyacı
- Bir yıllık işletme giderleri
- Finansman yapısı
- Gelir-gider hesabı
- Nakit akışı
- Karlılık analizi
- Tahmini Maliyet Hesaplama
Bunların daha detaylısını Tübitak İş Planı dosyasında bulabilirsiniz. Bu planı kendi ajansınıza uygulayın ve bakın 1 seni içinde neler oluyor?
Onun haricinde Deloitte’un Başarılı İş Planı Hazırlama Kılavuzu ‘nu inceleyin ve ajansınıza uyarlayın.
Ajans açmadan önce sizden düzenli hizmet alan müşterileriniz olmasına (ajans açtınız diye birileri al bakalım sana iş demeyecek), iyi bir iş çevrenizin olmasına, sağlam bir portföyünüz olmasına ve ilk senenizi borçsuz harçsız atlatmanıza geçirecek kadar paranız olmasına dikkat etmelisiniz.
Hayallerinize ancak iyi bir planlama ve kararlılıkla ulaşabilirsiniz.
Kuracağınız ajansınızda başarılar dilerim. Müşteriniz bol, nakit akışınız akarsu gibi olsun.