Faaliyete geçişinin 25’inci seneninı kutlayan İMKB bu yüzden uluslararası bir konferans düzenledi. Çeyrek asırlık dönemde borsanın nereden nereye geldiğini ortaya koyan İMKB Başkanı Hüseyin Erkan yeni hedeflerinin İstanbul finans merkezi projesi çerçevesinde “Türkiye’deki tüm borsaları tek bir elektronik işlem platformuna taşımak ve buradan dünyayla bağlantısını kurmak bulunduğunu” anlattı. 2023 için nüfusun yüzde 10’unun veya 7.5 milyon insanoğlunun yatırımcı olarak bu piyasaya çekilmesini hedeflediklerini, bunun için de yatırımcı seferberliği
düzenleyeceklerini açıklayan Hüseyin Erkan borsadaki şirket sayısının 327’den 2023 yılında 1.000’e çıkarılmasını hedefliyor.
Hisse senedi yöntemiyle ekonomi için yaratılan toplam kaynağın 91.5 milyar dolar olduğuna işaret eden Erkan bunun 48.2 milyar dolarının halka arz ve ana para artırımları kanalıyla sağlandığını, 43.3 milyar dolarının ise temettü yöntemiyle şirketler tarafından yapılan geri ödemelerden kaynaklandığı anlattı.
İMKB’nin çeyrek asırda yaptığı en anlamlı çalışmalardan biri de 1997 senesinde milli Eğitim’e 200 milyon dolarlık bağıştı. Dünkü konferansta buna ilişkin rakamlar başka bir çarpıcı tabloyu ortaya koydu. Temel ilköğretim okulu inşası için yapılan bu bağış ayrı bir hesapta değerlendirilmiş. Ancak okul yapılacak yer ve proje geliştirene kadar para geçmişteki yüksek faizlerde değerlendirilmiş. 1997’nin Ağustos ayında 200 milyon dolar olan para arada okul yapımına harcanmasına karşın büyüdükçe büyümüş ve toplamda 1 milyar dolara varmış. Kesin, 5 kat artmış. Şu anda 850 milyon doları harcanmış. 400 okul tamamlanıyor. Yapılan iş dünya ölçeğinde büyük iş. Fakat aynı zamanda 90’lı seneler, hatta son küresel krize kadar bizim piyasalarımızda faizden ne ölçüde yüksek kazançlar sağlamış olduğunı gösteren çok güzel bir örnek.
İşte İMKB geçmiş çeyrek asırda bu şekilde bir yüksek faizle rekabet etmiş ve o faizin karşısında varlığını sürdürmüş.
İkinci çeyrek yüzyıl için yakalanan fırsat da büyük
İkinci çeyrek asra ise İMKB daha şanslı başlıyor. Çünkü ekonomik istikrarsızlıklar, siyasi istikrarsızlıklar azaldı. Buna bağlı olarak enflasyon tek haneli rakamlarda, faizler de öyle. Döviz kuru da buna paralel bir seyir izliyor. Döviz, yatırım aracı olarak eski önemini koruyamıyor. Yeni tasarruflar daha çok döviz dışı yatırım çalgılarında tutuluyor. şu demek oluyor ki borsa en büyük rakiplerinden kurtulmuş durumda. Artık temettü verimliliğinin yatırımcılar için bir anlamı var. Yüzde 2 temettü verimliliği, yüzde 80 enflasyonda 40’ta bir ederdi ve bunun yatırımcı için bir anlamı olamazdı. Sadece yüzde 8 enflasyon ortamında da dörtte bir eder ki, bunun bir anlamı olur.
Ekonomi de yüksek düzeyde büyüyor. Bu büyümeyi önümüzdeki dönemde Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye ulaşması da destekleyebilir. Alternatif getiri arayışı da buna eklendiğinde hisse senetleri daha ön plana çıkıyor.
Borsada 2023 yılına ilişkin konulan hedefler çok iddialı ve çok büyük. Şunun şurasında geriye kalan 13 yılda 6.5 milyon yeni yatırımcı ve 650’den fazla yeni şirketin borsaya getirilmesinden söz ediyoruz. Her yıla 50 şirket ve 500 bin yeni yatırımcı düşer. 25 yılda sağlanan ise sadece bir milyon yatırımcı.
Sadece bu sıkıntılığa karşılık yakalanan fırsat da büyük. SPK Başkanı Vedat Akgiray’ın dünkü şu sözleri ilginçti: “Türkiye ekonomide 1 00 yıldan fazladır ilk kez bu kadar büyük bir fırsat yakaladı. Özellikle hisse senedi işi bunun en ortasında yatan ana çekirdek. İMKB, Türkiye’de son 25 yılda siyasi istikrarsızlıkları, ekonomik krizleri ölmeden yaşabildi. Bu yüzden tebriği hak ediyor. Fakat İMKB’nin bundan sonraki 25 yılda bir kutlama daha hak etmesi için, aynı başarıyı daha büyük oranda göstermesini bekliyoruz.”
SONUÇ: “Birisi olmak anlatacak bir hikâyeye sahip olmaktır.” Isak Dinesen